14 Ağustos 2012

Kadın Kimdir?


Giderken dur demek ancak erkeklere yaraşır, kadın mağrur olmalıdır. Narin, naif... Neden sanki? Kadın özleyemez mi? Kadın sevdiği adamla birlikte olmak isteyemez mi? Kadın delilenecek kadar çok sevemez mi? Erkeğinin kapısında yatamaz mı? Sevgisini itiraf edip, dön diye yalvaramaz mı?

Kadın... Gogol'a göre şeytana tapan varlık. Hem duygusal hem de çetrefilli düşünme yeteneğine sahip, erkeğe göre kas gücü düşük,estetiği yüksek canlı.

Öyledir ki kadınlar, kalabalıkların ahlakı en ağır vaziyette yaşatılır onlara. Duygularını içinde tutması gerekir onun. Kalabalıklara göre, kadının kendini mahrem olandan uzak tutması gerekir. Yasak elma gibi... Mahremiyetsiz bir davranışta bulunursa kadın sivri diller bileylenir, sözcükler ağırlaşır.Basit erkek diye bir şey duydunuz mu siz hiç? Ama basit kadını duymuşsunuzdur. Şimdi anladınız mı o sivri dillerin keskinliğini?

Peki ya kadın erkeği kullanmış dediklerini duydunuz mu? İki insan birlikte olurlar ve sonucunda ayrılık olursa "paçavra" sıfatının yakıştırıldığı taraf dişi olan olur.Ne denli ataerkil, ne denli kısıtlanmış bir yapıda yetiştirildiğimizin farkında mısınız?

Kadın söylemek istediklerini, tutkularını ancak hayallerinde yaşatabilir o "bay ve bayan çok ahlaklılar" a göre. Kadın gidemez, kadın yapamaz. Peki ya neden? Bu yasaklar neden?

Bir yerlerde bir sorun var. Ya erkeklerde yada şu boş beyinlerimizde.

11 Ağustos 2012

Bu Onların Seçimi Değil!


Doğarken belli bir bedene sahip olarak doğuyoruz ve bu kendi isteğimiz dışında gerçekleşiyor.Bazıları ise yanlış bedenlerde doğduklarını iddia edip,kendilerini bulundukları cinsiyette iyi hissetmediklerini söyleyerek cinsiyet değiştirme yoluna gidiyorlar.

Toplumsal cinsiyet dediğimiz olgu daha küçük yaşlarda biz fark etmeden içimize kök salar.Onu sorgulamayız bile.Bu sebeple transseksüellerin bu değişimi bize garip gelir.Hatta Türk toplumu onları dışlar.

Birçok transseksüel " seçim meselesi " şeklinde saygı duymaya çalışan insanlara bile kızar.Çünkü;bu onlara göre seçim meselesi değil bir iç dürtü,bir zorunluluktur.Aslında biz karşı cinse geçme isteği taşımadığımızdan ötürü,empati kurarak bile onları anlamayız çoğu kez.

Gelin birde şöyle düşünelim;sizi bir kafese koymuşlar ve çıktığınız an dışarıda bir sürü kötü göz,bir sürü kötü laf ve aşağılayıcı bakışlarla karşılaşacaksınız.Yıllarca oraya hapsolmuş vaziyette kalmanız bekleniyor sizden.Kimin ne hakkı var sizi istemediğiniz bir hayata sürüklemeye?Kimsenin!Öyleyse transseksüellerin de o kafesten çıkmaya,normal bir insan gibi yaşamaya hakkı var.

Bloğun konusu kadın-erkek eşitliği iken neden bunları yazdığımı düşünenlere ise cevabım şudur:Deyim yerinde ise toplumun kanayan bir yarası olan bu meseleye parmak basmak istedim.Farkındaysanız transseksüel hakları konusunda hiçbir şey yazmadım.Onlara istedikleri gibi bir evlilik yapma imkanı tanımayan devletimize nazaran toplum olarak daha duyarlı olmamızı istedim.Kafeste kalmış ruhunuzu sevmediyseniz onları görünce öcü görmüş gibi de bakmayın.Aklınızdan çıkarmayın ki;duyarlı bir toplum için önce duyarlı bireyler yetişmesi gerekir.Duyarlı bir insan olun,duyarsız kalmayın!

08 Ağustos 2012

Aldatan Kim?

Ada :

Her şey iyi güzel kabul edilebilir de en kötüsü kadının toplum içindeki kolay karalanabilirliği.Söz gelimi aldatılan bir kadın toplum tarafından görevini yapamamıştır.Peki diyelim kadınlar görevini yapamıyor.Evde umduğunu bulamayan erkek dışarı yönleniyor.erkekler yeterince yapabiliyorlar mı görevlerini? O zaman aldatan kadın da evde istediğini bulamadığı için aldatıyor.

Atakan :

Eee zaten toplumumuz içerisinde aldatan taraf kadın olunca basit kadın oluyor, aldatan erkek olunca ise erkek adam yapar mantığı ile karşılaşıyoruz. Erkek adam arkadaşları ile gecenin bir vakti gezince sorun yok kadın dışarı çıkmaya çalışsa otur oturduğun yerde tepkisi alıyor.



Ada :

Kadınlara çamuru atanlar yine kadınlar genelde.Görevini yapsaymış diyen komşunun hanımı oluyor her ne hikmetse ama bilmiyor ki yarın bir gün eşi onu aldatsa üst komşu diyecek görevini yapsaymış diye.Bugün başkasının canını yakan o sivri diller,o kalıplaşmış cümleler yarın kendi canını yakacak.

Atakan :

Aslında onu demesinin altında yatan sebep korkudan kaynaklanıyorda olabilir. Sonuçta benim kocam yapmaz öyle bir şey mantığı biraz daha basite inrdirir olayı.

Ada :

Bunun adı "nedensiz güven".

Atakan :

Yada elimdekinden olmayayım, öyle yada böyle evimin reisi diyerek kendini tatmin etme.

Ada :

Aldatmaları durduramayız ama kadının kadını sırtından vurmasını,arkasından laf etmesini bir nebze olsun durdurabiliriz.Haklarımızı gerçek yaşamda istememiz için önce kendi içimizde sorunları halletmemiz gerekir.Domino taşları gibi, kime dokunsan devrilecek bir topluluğu kimse ciddiye almaz.

07 Ağustos 2012

Kadınlardaki Değişim İçin

Ada :

Cinsiyet dediğimiz olgu bizim toplumumuzda bir organdan ibaret değil.Farklı anlamlar katılır ona.Bebek daha anne karnındayken "Sağlıklı olsun da ne olursa olsun." diyen aile bireyi bile içten içe bir erkek bebek dünyaya gelsin ister.Bir organın bu kadar büyütüldüğü "Aç da görsünler." diye kıkırdanarak söylendiği başka bir yer daha var mı hayatımızda?


Atakan :

Kesinlikle ve bu olay artık toplumumuzda giderek sıradan,normal bir davranış gibi de karşılanması olayın ne kadar basite indirgendiğinin bir örneğidir.

Ada :

Bununla da kalsa iyi.Sakla orayı diye yetiştirilen milyonlarca kız var bizim ülkemizde.Bir cinse sakla ötekine de aç diyorsun ve sonra bu iki cinsin birleşip mutlu olmasını bekliyorsun.

Atakan :

Aslında yapılmak istenen o zaten.Erkekler için açmak serbest bir hale getirilmişken,kadınların tamamen kapatılıp, köreltilmesi istenilen de bu.

Ada :

Kadın yapınca tü kaka diye ayıplanırken erkek yapınca olayın üstü kapatılır.Biri adaletten mi bahsetti?O dediğiniz sadece anayasada.

Atakan :

Konu tamamen ailenin yapısı yada yetiştirmek ile alakalı olunca o anayasanın zaten her hangi bir yükümlülüğü kalmıyor ailenin içerisinde. Eee zaten adalet denilen "şey" i aile içerisinde "baba" dağıttığı için bu tamamen ön yargılı bir "şey" oluyor.

Ada:

Ailenin direği baba anlayışı yıkılsa bile erkeğe boyun eğen kadınlar olduğu sürece bu ülkede bir şeyler ters gitmeye aynen devam edecektir.Tıpkı halinden memnun köleler gibi.Kadın kendi hakkını erkekten istemediği sürece bu adaletsizlik yıllarca süregelecektir.

Atakan :

Hayır ailenin direği hangi bağlamda baba oluyor orasını da aslında sorgulamak gerekir. Para kazanmak ise zaten ülkede çalışan kadın sayısı git gide artıyor.27 milyon 672 bin kadın nufusa sahip bir ülkede , işgücündeki kadın sayısı ise 8 milyon 54 bin durumunda.

Ada :

Kadınlarımız okuyup zanaat sahibi oldukça iş hayatındaki yeri de günden güne artacaktır.Ve unutmayalım ki her şeyden önce kadınlar değişmeli.Kadınlar değişirse erkekler kabullenmeye mahkum olacaklardır.